çölün ağrısı dindiğinde nehirlerin suyu kesildi 
coğrafyanın bırakıp kaçtığı topraklar
ölü atlaslarını topladı masalların
kapısı sürgülü bahçelerde
uzun eteklerini sıyırdım acının, sarı sıcak dikenlerin izi üzerimde
her acı bir hasreti sakladı, adları bile yoktu oysa
alınlarındaki dövmeler taşıyor yılları
çenelerinde gizli gamzeler yaşadıklarının izi
baharat kokularını yayan çığlıklar kamçılıyor geceyi

ıssız meydana kurulmuş beyazperdede
-aslında briketten bir duvar gündüzleri, kireç boyası yer yer dökülen karanlığın sakladığı sır
tekmili birden filimler geceye dost, çatılar kimsesiz
kırık sandalyelerde solgun yıldızların gölgesi
içimi ürperten serinliğin kollarında geziyor
yanık ormanların inlemesi
sahnede tek oyuncu benim, alkışım ölü
binlerce yıl öncesinden bir tohum
taşlarda sureti doğumun, kazınan ilk harfler
kervanların yükü omuzlarımda, kadınım kamçılanan çığlıklara dikili adım
taştan sütunlarda sırtımda bir ejderha
atılan toprakları silkeleyip üzerimden seyirlik bakışlarımı takacağım size
suyun sesinde sakladığım öyküleri dinleyin