Şiirlerim
Edebiyat Nöbeti
Kaybolup Gitmek


KAYBOLUP GİTMEK
çıplak ve gergin bir yolculuğun içinde
giderek azalıyor insan yüzleri
ve yüreğin sustuğu yerden başlıyorum yürümeye
önce tüm çocuklarını atıyorum bedenimin
o yalnız gölgeden kapımın önüne düşünce bavul
nefessiz bir akşamı yakıştırıyordum kendime
koyu karanlıkta aradığım beni
tekil sözcüklere gömüyorum
yani ara verilmiyor yalnızlığa
kaybolup gitmek için
yüzümü silip , terk ediyorum adımı
sorgulanmaya hazırım
kumdan kalelerim var sığındığım,
deniz kabuklarında yaram
gölgesini beklediğim kimse ve
suskunluğumda sıcağın kavurduğu kelimeler
bir ay saklar beni denizin tuzundan
bir de, gözüme kaçan anısı geçmişin
İlkiz KUCUR
Yaşlı Bir Ozandı Hayat


YAŞLI BİR OZANDI HAYAT
Homeros ve James Joyce’a
bir kulenin gölgesine gizlenen kentin yalnızlığı
aşıkların gözünde donup kalan yeşil
akşam yürüyüşleri, küçük kaçamakların
kumsala bırakılan izlerinde
zor sorularda saklı sözcüklerden beklenen
açık denizlerdeki baba mı?
belki de babadır oğlunu arayan, bilinmez
yavru bir kedinin kulağına fısıldıyorum
farklı zaman yolcularından kalan
geceköyün bütün sırlarını
gezgin kayalarda geçen anılarımı
nilüfer çiçeklerini yiyenlerden sakınıp
yalnız bir kadının tezgahında dokuyorum soruları
Evet, sadece evetti hayat
bir iç çekiş sonrası kabulü geleceğin
ruhu esir alınmış bir kenti saklayan
o tahta atın öyküsünden kalan
İlkiz KUCUR